Daha önce Masumiyet filmini izleyenler oradaki-sevgilisi müebbet hapis yatan kadına aşık olan başka bir adamın hikayesi-ni bilirler. İşte o hikayeyi Zeki Demirkubuz "Kader" filminde çok güzel işlemiş. Yalnız başrolde oynayan Ufuk Bayraktar filmde saflığı çok güzel yaşatmış. Bekleme Odası'nda da kendine özgü bir dünyası olan bu kişi filmin tamamında aynı tartıda vermesede çok güzel bir oyun sergilemiş. Şahsi fikrim olarak tabii; Vildan Atasever'i çok beğendim. Önceleri hoppa bir gençken, gazino şarkıcısı, orospu ve sonunda da yılların ağırlığını taşıyamaya çalışan bir aşığı çok güzel canlandırmış. Uğur (Ufuk Bayraktar)' un babası rolündeki Settar Tanrıöğen'in karakteri öyle güzel yazılmış ve öyle güzel oynamış ki; sanki gerçek babası...
Hikaye özetle; çok sakin bir hayatı olan ve babasının açtığı halı dükkanına bakan Bekir'in, birden dükkana gelen (oynak tavırlarıyla dikkat çeken) Uğur'a delicesine aşık olmasıyla başlar. Uğur ise hapiste yatan Zagor'u sevdiği için olay bir zincirleme şeklini alır. Hikayenin derinliği ve derin olduğu kadar yalın anlatımı çok başarılı idi. Fakat aradan geçen uzun zamanları (sanırsam çok geç saatte izlediğim için) hemen algılayamadım :)
Beni etkileyen en önemli kısım; Bekir'in Uğur'a duyduğu aşkın masumluğudur. Bu uğurda babasını, karısını perişan eder. Hiçbir şeyi görmez gözü. Vurulur, akıl hastanesinde yatar. Yıllar geçer ve yıllar geçer.
Film bir Hollywood filmi değil. Aksiyon ve efekt beklemeden duygusu ve gerçekliği için izlenecek bir film. Nuri Bilge Ceylan'ın filmleri gibi yavaş seyretmiyor, çok akıcı ve Demirkubuz'un çok başarılı olduğu uzun konuşmalar da etkileyici. Masumiyet'te Haluk Bilginer'in anlattığı hikaye bu filmin konusu ve filmin sonunda Bekir'in Uğur'a yaptığı sitemli konuşma Uğur'u da, benide eritti. Haluk Bilginer'in söylediklerini bu filmdede Ufuk Bayraktar yapıyordu. :) Küçük ayrıntıları alkışlanacak bir film. Bunları sevenlerin kesinlikle izlemesi gerektiğine inanıyorum.
Saygılar sunarım.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder