19 Kasım 2008 Çarşamba

Ulak (2007)

Masalların en güzeli

Bir masalın içinde bir masal anlatıyor Zekeriya.. Anlattıkça soğuyor acısı, dilinden başka neyi var ki?...

Uzun zamandır izlediğim filmlerle ilgili birşeyler yazmamıştım. Bu demek değildir ki, izlediklerimi sevmedim. Fakat Ulak filmi, üzerine konuşmakla / tekrar tekrar izlemekle bitmez. Nefesimi tutarak, boğazım kuruyarak izledim Ulak'ı.

Babam ve Oğlum filminde hayran olmuştum Çetin Tekindor'a. Ulak filminde elini öpmek istedim. Yalnızca o değil tabiiki, çocuk oyuncularıyla beraber tüm kadro eli öpülesi yaşatmışlar filmi. Çağan Irmak gözümde birkaç basamak daha çıktı, anılarımı süsleyen yönetmenlerin tabiri caizse başlarını ezdi gönlümde. Böyle bir masal (!) yaz. İncecik ipin üzerinde bir konun olsun, sen bu konuyu hiç bir inanç sahibini incitmeden işle, filmdeki tüm renkler hayalî olsun fakat oyuncuların duyguları bu kadar kanına işlesin insanın. Şaşılacak şey..
Filmle ilgili spoyler vermek istemiyorum ama zannediyorum biliniyordur ana hatlarıyla; kötülük başgösteren bir köye ulağın gelmesi.. Masalcı, masal gibi anlatır gerçek midir bilinmez masalını. Çocukların hayalgücünde masal canlanır, bir çocuğun ablasına anlatımında biter. Öyle güzel şeyler vardır ki masalda, insana cesaret verir. Beni en çok etkileyen yanı ise, dini değil, ahlakı, güzelliği yalın bir şekilde göstermesi oldu filmin. Girişte Mehmet'in Kitabı'ndan güzel bir metin ile başlıyor, Mehmet'in kitabını sonunda görüyoruz.

Çağan Irmak filmlerinde müziğe çok önem veriyor. Duyguları müzikle anlatıp kolaya kaçmıyor, aksine sahnenin açılımını müzikle yapıyor. Bizim dilimizde punchline ları, yada nakaratı :) müziğe döküyor diyebilirim. Müzikleri sanırım Babam ve Oğlum'un müzik yönetmenliğini yapan Evanthia REBOUTSIKA yapmış bu filmde. Daha ilk sahneden anladım neler olacağını ve kısık sesle dinlenmez deyip kulaklıkta son ses dinleyerek izledim, iyi ettim gayrı :)

Yalnızca biz "mükemmelliyetçilerin" canını sıkan bir dayatma mesaj kaygısı vardı. Havarilerde sanki yer yoksunluğundan aceleye gelmiş gibi hissettirdiler. Bazı yorumcular oyuncuların ilkokul müsameresi gibi oynadığı yönündeki eleştirilerine karşılık (şahsi) bakış açım ise; masalın içinde olduğumuz sahnelerde tiyatral metinlerin ve abartılı oyunculukların olmasının çok doğal karşılanması gerektiği yönündedir.

Daha çok şey yazmak isterim ama yazmak istediklerim izlemeyenler için ayıp olur, izleyince anlatmak isteyeceğiniz bir filmdir Ulak. Ben filmlerden çok etkilenirim ve eleştirmende değilim naçizane. Beni dinleyenlere, benim zevk aldıklarımı öneririm beni tanımaları için. Tanıyan bilir ben gerçek* filmleri severim.

*Buradaki gerçek, senaryosundan kasıt değildir, duygusu ve oyunculuğuyla gerçek olan filmleri severim. Eğer 2 saat içinde tüm karakterler kişiye dönüşüyorsa; altkimlikleri iyi çizilmişse, Hollywood yapımları gibi izleyiciyi aptal yerine koymadan, gözüne sokmadan o kişinin sadece yüzündeki çizgi herşeyi anlatabiliyorsa, işte o film benim hayatımdan 2 saati rahatça çalabilir. Bende hakkını vermek için Issız Adam'a en yakın zamanda giderim.


Millet "aman ne kötü filmmiş." dese bile izlenmesi gereken bir filmdir. çünkü herkesçe anlaşılmaya müsait değildir. Deneysel bir filmdir, güzelliği detaylarında saklıdır.

Kurt kuzu uyuyunca
Eski ahırda
El ayak çekilince
Kimseye söyleme..

1 yorum:

Zagli dedi ki...

sürekli izlemeyi ertelediğim bir film oldu ama artık senin yorumundan sonra ilk izleyeceğim film olacak abi :)
(old) katakulli